30 Aralık 2012 Pazar

Yeni Yıl Doğanın Bize Sunduğu Süslerle Geliyor.

Birkaç Sarmaşık Gövdesi ve Budanan Çamlardan..

Bu ay uzun zamandır biriktirmiş olduğum kozalakları, kurdelaları, kuru meyveleri, midye kabuklarını çok güzel ve estetik bir şekilde değerlendirdim. Her zaman yeni yıla doğru evi, bahçeyi süslemeyi pek bir severim. Bol bol süs yaptım ve sevdiklerimle buluşturdum.
 
Doğa malzeme konusunda bana çok cömert davrandı. Sarmaşıklardan, budanan sahil çamlarından faydalanarak, kapı süsleri, çam ağaçları, kozalaklardan çeşitli süsler  yaptım. Siz  de kolaylıkla yapabilirsiniz.
Yol kenarlarından topladığım sarmaşıkların gövdelerini uzun uzun kestim. Yapraklarını budadım. Fazlaca kurumalarına izin vermeden 2 gün içinde onları 3-4 kez kendi etrafında döndürerek, çemberler yaptım. Bu çemberler yaklaşık 25-30 cm çapında oldu. Bazılarını eski çam ağacı süsleriyle bazılarını da gerçek çamlarla süsledim. Bu ay içinde deniz kenarındaki sahil çamlarını belediye oldukça derin budama yapmıştı. Onları toplayıp bir kısmını vazolara yerleştirdim bir kısmını da balkona yığdım.    


Yaptığım çember şeklindeki sarmaşıklara, çam dallarını yine daire şeklinde sardım ve kurdelalarla belli aralıklarda bağladım. Kurdelaları biraz uzun keserek bunları biraz sarkıttım. Uzun zamandır muhafaza ettiğim yeni yıl süslerini, kozalakları silikonla bu çamların üzerine yapıştırdım. Tabii kapı süsünü sarkıtıp asmak için de tam ortaya uzunca bir kurdela da taktım.
 
Ayrıca tellerden yapılmış konik bir ağacın üzerine yine yollardan topladığım, ağaç dallarını çeşitli uzunluklarda keserek yerleştirdim; üzerlerine yine süsleri astım. Bu arada çantam da her zaman bahçe makasımı taşıdığımı söylemeliyim; zira ben bir bahçıvanım!




 
Ayrıca bir kaç yerinden çatlamış olan eski bir seramik kahve kupasını da kozalakların pullarını   tek tek kopararak, silikonla bardağın üzerine yapıştırdım.
Yıllardır sakladığım plastikten bir çanı da yine kozalakların pullarıyla silikonla tek tek yapıştırdıktan sonra aralarına yeni yıl süslerini yapıştırarak süsledim.
Uzun kış gecelerinde hem oturdum hediyelerimi zevkle yaptım hem doğanın bize sunduğu güzelim materyalleri değerlendirdim hem de yıllardır biriktirdiğim yeni yıl süslerini kutulardan çıkarıp kullandım.
Siz de bu yıl ve her yıl malzemelerinizi böyle benim gibi toplayabilir. Kesip; yapıştırıp; monte edip keyifli geceler geçirebileceğiniz gibi keyiflice de dostlarınıza, arkadaşlarınıza, akrabalarınıza bir demet yeşilliği farklı bir sunumda, hediye edebilirsiniz.
 
Mutlu, şanslı, bol bereketli yıllara..
 
Şanslı yıllar..
 
2013 hoş geldin..
 

 

                                                                                                    

19 Aralık 2012 Çarşamba

Sadık Dostumuz Kara Toprak.

''Toprağa nasıl davranırsak, kendimize de öyle davranmış oluruz'' diyor, Wendell Berry.

Çok az şey toprağın ayağımızın altından kayması kadar sizi çaresiz duruma düşürebilir. Ne kadar çırpınırsanız, o kadar derine gömülürsünüz. Göçüyorsunuzdur ve yapabileceğiz hiç bir şey yoktur. Kaynayan bataklık kumuna batınca, yumuşak nehir yatağı bile kaya gibi sağlam gelir insana.





 







 







Genelde,ayağımızın bastığı, evlerimizin, kentlerimizin, çiftliklerimizin üzerine oturduğu zemini pek aklımıza getirmeyiz. Yine de iyi toprağın çer çöp olmadığını biliyoruz. Zengin ve taze toprağı deştiğimiz zaman içindeki yaşamı hissedersiniz. Verimli toprak ufalanır ve kürekten kolayca kayar. Yakından bakınca canlıların diğer canlıları yediği koca bir dünya, ölüleri yeniden hayata döndüren biyolojik bir şenlik bulursunuz. Sağlıklı bir toprağın gönülçelen ve doğal bir kokusu vardır.

 

Onu gönlümüzden ve gözümüzden uzak, kapı dışında tutmaya çalışırız. Üstüne tükürür, çamur diye karalar, papuçlarımızdan silkeleriz. Oysaki sonuçta daha değerli ne olabilir? Her şey ondan gelir ve ona döner. Eğer toprağa gereken saygıyı göstermezsek, toprak verimliliği ve erozyonun tarihin gidişatını ne kadar büyük ölçüde biçimlendirdiğine bakmamız gerekir..
Bu anlamlı ve eğitici satırlar David R.Montgomery'nin Toprak- Uygarlıkların Erozyonu adlı kitaptan, Tema Vakfı tarafından hazırlanmış. Düşündürücü, sorgulayıcı, biraz da endişe verici, okunmaya değer bir birikim ve veri bankası niteliğinde.
''Gök cisimlerinin hareketlerini ayağımızın altındaki topraktan daha iyi biliyoruz'' diyor, Leonardo da Vinci Dünyanın Derisi toprak için.
Yine Toprak kitabında ayağımızın altındaki toprağı çok güzel anlatıyor. Batı dinlerinin temel kitapları insanlık ile toprak arasındaki önemli ilişkinin geçerliliğini teslim ediyor. İlk insanın İbranice ismi Adam, toprak anlamına gelen adama sözcüğünden türetilmiştir. Adem'in karısının ismi, Havva(Eve), İbranice yaşam manasına gelen hava sözcüğünün çevirisidir. Yaşam ve Toprağın bu birleşimi Kutsal Kitaptaki yaratılış öyküsünün çerçevesini oluşturur.
Çin İmparatoru Yu şöyle tavsiye etmiş'' Nehirlerinizi korumak için dağlarınızı koruyun''
Afrika, Asya, Avrupa'da Uygarlıkların devamı için toprağın öneminin vurgulandığı kitapta, tarihte toprakla insanın sıkı ilişkisi vurgulanırken asıl önemlisi varlığın devamı için toprağın korunması ve insanla iyi ilişki içinde olması gereği vurgulanıyor.
Patrick Henry ise'' Bağımsızlığımızı kazandığımızdan bu yana, erozyon oyuntularını en çok önleyen, en büyük vatan perverdir''diyor.
Franklin Roosevelt '' Toprağını yok eden bir millet, kendi kendini  yok eder'' demiştir. Bu fikri benimseyen ülkesinde, ekili dikili arazilerin bolluğu bereketi hayret verici boyutlardadır.
Thomas Chamberlain ise konunun önemini söyle özetlemiş çok anlamlı'' Toprağımız yok olduğunda, eğer çıplak kayalarla beslenmeyi öğrenememişsek, biz de yok olacağız.
Dünyanın taşıma kapasitesi ile ilgili anlaşmazlıklar var. Yeşil devrimin öncüsü Nobelli Norman Borlaug, dünyanın 10 milyar insanı ayakta tutabileceğine bunun için de tarım teknolojilerinde önemli ilerlemeler gerektiğine inanıyor. Kendisi Yeşil Devrimin, bize nüfus sorununu çözmek için en fazla birkaç on yıl kazandırdığını söylüyor.
Fazıl Say yorumu, Kara Toprak

Kimin haklı olduğuna bakmaksızın, uzun vadeli bir senaryo için ana konu hem sanayi ülkelerinde hem kalkınmakta olan ülkelerde tarım reformu yapılmasıdır.



7 Aralık 2012 Cuma

5 Çılgın Bahçıvan Doğal Malzemelerden Temizleyiciler Yaptı

 
Bir bahçıvanın elbette çalışırken; yaşarken doğayı tahrip etmeden hatta çevresine de örnek olacak şekilde faaliyetlerini sürdürmesi lazım. Ben bahçıvan olma yolunda ilerlerken; bir yandan da bunun verdiği sorumlulukla hareket etmeye uğraşıyorum. Baktım eğitim aldığım kurumlardaki bahçıvan dostlarımda benimle aynı görüşte ki bu harika bir başlangıç oldu bana! Evet, 5 çılgın bahçıvan bu kez bir çalışma gurubu oluşturduk; önce bir araya geldik ve doğal malzemelerden çok amaçlı temizleyicilerimizi yaptık; şişelerimize koyup evlerimizin yolunu tuttuk ve denemeye başladık. Peki amacımız neydi? Hangileri işe yarıyor? Başarılı sonuç alabiliyor muyuz?  Bunların sonuçlarını daha sonra birbirimizle paylaşarak geliştirmek ve devam edebilmekti amacımız..Devam edebilmek önemli bir nokta, zira günlük hayatımızda tam olarak bunu başardığımızda, atıklarımız azalacak; yeraltı sularını daha az kirleteceğiz; evimizde soluduğumuz hava daha temiz kalacak; acaba tabaklarımızda yıkamadan sonra bir kimyasal kalıp kalmadığı endişelerinden kurtulacağız...Bunlar harika hedefler. Biyolojik  sistemlerin çeşitliliğinin ve üretkenliğinin devamlılığının sağlanmasına katkı, bu işte sürdürülebilirlilik!! Yeşile baş koyan hepimizin amacı da bu sürdürülebilirlilik!!
Önce çeşitli internet sitelerinde daha önce yapılmış; yayınlanmış hazırlama şekillerini inceledik. Ortak olanlardan 4 örnek tespit ettik. Hangi malzemelere ihtiyaç var ona baktık. Malzemeleri temin ettik. İnternetten organize olduk çayımızı, çorbamızı koyduk; işimize koyulduk! Neler mi gerekiyordu? Arap sabunu, boraks, çamaşır sodası, kaynamış su, aromatik yağ,bol bol limon suyu, limon tuzu ve beyaz sirke bize bunlar ilk denememizde yeterli oldu.Hadi işe koyulalım..
Benim 2 haftadır kullandığım ve başarılı sonuçlar aldığım mutfak kısmıyla ilgili 2 malzememizin tarifini bu gün paylaşacağım. Birincisi elle yıkamada kullanabileceğimiz, tabak, mutfak tezgahları, dolap kapakları, yemek masası üstünde, çelik eviyede başarılı sonuç aldığım temizleyici, ben buna Genel Mutfak Temizleyicisi diyorum; hatta şimdi denedim dışı çelik olan fırın, bulaşık makinesi, aspiratörün dış yüzeyinde çok başarılı. Özellikle ardından kuru bezle geçmek ayrıca dezenfekte etmek istiyorsanız, yüzeyin üzerinden sirkeli suyla geçmek başarılı.
Biz yarım su bardağı arap sabunu kullandık. Doğal zeytin yağlı sabununuz varsa onu da aynı miktarda rendeleyerek kullanabilirsiniz.  
1 çay bardağı boraks ve
1 çay bardağı çamaşır sodasının üzerine,
20 damla okaliptüs yağı kullandık (limon,portakal, lavanta yağıda olabilir) daha sonra,
1/2 (yarım) litre kaynamış su ekledik ve bu karışımı iyice el blenderi ile karıştırdık. Kullanırken ise, bulaşık suyuna yarım çay bardağı katarak veya elimizdeki temizlik süngerinin yüzeyine çalkalayıp koyduk ve ovduk. Yüzeyleri doğal sirkeli suyla durulamak ve leke kalmasını istemediğimiz yerlerde kuru bezle üzerinden geçmek yardımcı oluyor.     
Ben sonuçlardan memnunum, aynı anneannelerimizin usulü biraz ovalama...
Bulaşık Makinesi Temizleyicimiz için ne yaptık ondan bahsedeyim:
1 yemek kaşığı boraks, 
1 su bardağı limon suyu veya limon tuzu (taneli ise döverek),
20 damla okaliptüs yağı kullandık.(limon veya portakal yağı da olabilir.)
Tüm malzemeleri yine el blenderi ile karıştırdık. Her yıkamada deterjan gözünü komple  doldurduk. Parlatıcı gözündeki sirkede eksilme varsa tamamladık. Ben 40-50 derecede başarılı oldum. Ancak makineye bulaşıkların kirini peçeteyle temizlerek veya fırçayla temizleyerek koymak gerekiyor. Hele bir de makineniz enerji tasarruflu ise huzurunuz da yerinde olur elbette.


 

 
 
 

 

 
 



 


 
 
 
 
 
Bana bu deneyimi yaşamamda ve hayata geçirmemde yardımcı olan çalışma gurubu arkadaşlarıma sevgili Maide, Seyda, Gülşen ve Canan size çok minnettarım. Zaten günlük hayatlarında hem bahçıvan hem de doğa dostu olan arkadaşlarım, paylaşımlarıyla da bana çok destek oldu. Banyoda kullanılan temizlik ürünlerini daha sonra sizlerle paylaşacağım.