10 Eylül 2012 Pazartesi

Merhaba Yeşil

 
 
Y E Ş İ L  D E N G E
 
 
 

Merhaba,
Şanslı iklimlerde doğmak, büyümek büyük avantaj. Hele bu güzelliği her şeye rağmen fark edebilmek, ona sığınabilmek. Doğa cenneti ülkemiz, her mevsimi derinlemesine yaşayan toprağımız, binlerce kendine has çiçeğimiz, ağacımız, böceğimiz ve insanımız. Her gün iç karartıcı haberler alıyoruz; karamsarlığa düşüyoruz. Bir süre okumam, görmem, duymam diyerek çevremizden bu olumsuzlukları uzaklaştırmaya çalışıyoruz ama onlar hep var ve olacak biliyoruz.
Okurken seçici olabiliyoruz. Ya işimizle ilgili ya gündelik hayatımızla ya da zevk aldığımız konularla ilgili pek çok şeyi bilmek, öğrenmek ve takip etmek durumundayız. Oysa yaşarken...seçenek olmuyor. Yaşayabilecek tek bir gezegenimiz var: Dünyamız. Ona karşı hassas davranmak, üzerinde yaşadığımız gezegene saygıdır.
 
Ben çocukluğumdan beri doğada zaman geçirmeyi severim. Annem, babam aktivist doğa dostu ,çevreci kişiler değildi belki ama her zaman doğaya karşı saygılı ve hassas oldukları bir gerçekti. Örneğin babamın en gurur duyduğu şey, Bolu Dağlarında seyahat ederken ''işte memleketin en güzel yeri, en güzel şehir benim şehrim'' derken gözleri parlardı. Hatırladığım Annem ise iş dışında zamanını evdeki çiçeklerin tanzimiyle geçirir, çöpleri ayırır, sokaktaki kediyi köpeği düşünür ona göre ayırırdı ki halen devam ediyor...Hafta sonları çocukken gurup halinde pikniğe gidilir, tarlalarda yürünür, kır çiçeklerinden demetler yapılır keyif içinde eve gelince vazolara yerleştirilirdi. Hele süpürge otunu topla topla incecik bir demet olurdu; katır tırnaklarını kesmek bir o kadar zor gelirdi, ellerimiz acırdı. Yazlığa giderken mutlaka ekilecek fideler, tohumlar bize eşlik ederdi. Şanslıydım gezdim, gördüm, kokladım, yalın ayak basarak hissettim, yaşayarak sevdim. Bu günlerde büyüterek, bakarak ve paylaşarak yeşille olan hayatıma devam ediyorum. Yazarak düşüncelerimi paylaşmak, araştırma yapmak, bilgi toplamak, karşı fikirleri duymak daha zevkli ve sistematik olur kanısındayım. Sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Tam bir şablon oluşturmadımsa da, her gün yeşille ilgili bir terim, bir bitki, bir yaşanmışlık mutlaka olacak bu blogda. Yerleştireceğim resimler ise benim çektiğim resimler olacak. Blogumun adı: Yeşil denge. Takip etmenizi bekliyorum. Yorum ve düşünceleriniz ise hem bana güven ve yön verecek; hem de yeşil dengenin korunması açısından kitle duyarlılığı oluşturacaktır.
Hoş çakalın,
Tümay Tuncer
10 Eylül 2012
İstanbul





GÜNLÜK YEŞİL TERİM
Ekoloji (Ecology) nedir?
 
Ekoloji(çevre bilimi-çevre bilim),biyoekoloji veya biyonomik olarak da bilinir, canlılar ile onları çevreleyen canlı ve cansız ortam arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı. Canlıları birey, türdeş topluluk ve karma topluluk düzeyinde ele alır.
Uzun yıllar halkın ilgisini çekmeyen ve bilim dünyasında genellikle geri planda kalan ekoloji, 20. yüzyıl sonlarına doğru 20. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler , , çevre kirliliği gibi sorunların etkisiyle en önemli bilim dallarından biri olarak öne çıkmıştır.

1) Ekoloji bütün canlılar için ortak olan ve canlılar üzerinde etki yapabilen temel konularla ilgilenir.
2) Ekolojinin diğer bir ayırıcı özelliği ise, bir canlıya ait belirli organları ve bu organlardaki hayat süreçlerini değil, canlıların içinde bulundukları hayat ortamı ile olan karşılıklı ilişkilerini incelemesidir.
1866 yılında ekoloji terimini ilk kez kullanan Ernst Haeckel'dir.

 

                                    GÜNLÜK BİTKİMİZ
                                 Begonvil(Bougainvillea)
 




Begonvil, mor, beyaz, pembe ve kırmızı renkte çiçekleri olan, tırmanıcı özellikte ve ağaçsı bir bitkidir. Güneşi sever. Hastalık ve böcek barındırmaması önemli bir özelliğidir.
Adını, kendisini 1768 yılında Brezilya'da keşfeden ve Avrupa'da tanınmasını sağlayan Fransız amiral Louis Antoine de Bougainville'den almıştır.
Ana vatanı Güney Amerika olan Bougainvillea Ekvator'dan orta Brezilya'ya kadar uzanan alanda yetişir.Begonvilleri rüzgardan korumak gerekir. Ilıman iklim bitkisi olduğundan kışı soğuk geçiren yörelerde iç mekanda yetiştirilebilir fakat havasız kaldığı takdirde çiçeklerini dökecektir. Mekanın düzenli olarak havalanmasına dikkat edilmelidir.Süzek bahçe toprağını tercih eder. Eğer çok sulanırsa çiçeklerini döker.
Üretimi vejetatiftir, anaç bitkiden alınan yarı odunsu yan sürgünlerle gerçekleştirilir. İlk dikildiği dönemlerde bol sulanması daha sonraları çiçeklenmeyi teşvik etmek amacıyla az sulanması gerekmektedir.
Transplantasyon yaparken bitkinin kökünün kesinlikle hava almaması gerekir. Transplantasyon öncesi bitkinin toprağının kuru olmasına dikkat edilmesi gerekir böylece kök, toprağıyla beraber bütün halinde çıkacaktır. Eğer kökü yerinden oynatılırsa ve kök hava alırsa , bitki anında yapraklarını ve çiçeklerini buruşturacaktır. Bu durumda derhal dikilip bolca sulanması bitkiyi kurtarabilir.
Bodrum'a adeta adını veren çiçektir. İstanbul'da kuzey rüzğarlarını almayan, bahçelerde güneybatıya bakan duvar diplerinde iyi yetişir. Özellikle korunaklı ve denize yakın yerler idealdir. Bazı çeşitleri: Bougainvillea buttiana,Bougainvillea glabra,Bougainvillea spectabilis,Bougainvillea peruviana,Bougainvillea speciosa.


 

 

 

3 yorum:

Unknown dedi ki...

tümay'cığım nefis bir blog ellerie bilgine sağlık. İlk gün en sevdiğim baktıkça içimi mutluluk kaplayan begonvil bu blog'a hp güzel paylaşımlar getirsin .Sevgiler.

Unknown dedi ki...

çok güzel olmuş anne! ellerine sağlık.. :)

Unknown dedi ki...

Reha'cım teşekkür ederim. Umarım arada blogumu ziyaret ederek yorumlarınla bana destek verirsin. Yeni neslin ilgisini çeker mi merak ediyorum:))